5.Bölüm “ KAOS “

 

 

 Bescout elini havaya kaldırdı.Masanın üzerinde uyumakta olan ben,havaya sıçradım.

 Bescout :

 “Bir ihbar aldık.”

 Stan:

 “Nedir?”

 “Wood ile beraber denilen adrese gideceksin!”

 “Ne oldu ki?”

 Wood:

 “Soru sormayı bırak.Benimle gel sana bir şey göstermek istiyorum.”

 Elini yukarıya doğru projeksiyon aletine kaldırdı.İyi izle.

 “Birden fazla cesedin olduğu resimler ve kayıtlar vardı.Büyük bir harekat olacak,önüne geçmemiz şart!”

 Crouster resme bakıyordu.”Bu adam da kim?”

 “Cardosa Rigatse.”

 “İçki adı gibi.”

 

 

                                             ***

 

 Ben Forter’ın yine planları vardı.Sorares kardeşler emirleri alacak yerin değişiminde pek arıza çıkarmadılar.Zaten Cardosa Rigatse onun gibi kanun adamı düşmanıydı.İş birliği içerisine girmek her şekilde Ben’in işlerine yardımcı oluyordu. Ben,o sıralar ülkesi için bağışlar yaparak,hizmet ederek yardım etse de bir diğer yüzü şiddetle oluşabilecek kaosu yönetmekteydi.Cardosa Rigatse:

 “İşi sağlam ayarlamışlar.Hiç bir zorluk çıkmayacak.Önce bankayı havaya uçuracağız sonra bir iş hanını daha..”

  “Bu işleri yaparsan büyük para kaldırırsın.”

  “Güzel bir şölen olacak.İnsanlar bombalardan kurtulmak için yalvaracaklar.”

 “Polislere dikkat edin.Sana bir amirin adresini vereceğim.Onu da benim şahsım adıma temizleyeceksin.”

 “Pekala.Ne kadar?”

 “Değeri bu kadar etmez ama işlerin yürümesi için ölmesi şart.Yedi yüz bin dolar.”

 “Bana adresi iyi ver ki bir aksilik olmasın.”

 “Peki.”

 Rigatse adresi aldığında Ben ile Tattiana yemeğe gitmişlerdi.Sorares kardeşler :

 “Bay Forter ne diyor?”

 Rigatse:

 “Yaşlı bir adamı öldüreceğiz.”

 “Bizim yapmamızı mı söyledi?”

 “Hayır ben yapacağım.”

 “Pekala ama bu arada bizimle bir daha İspanyolca konuşma.”

 Rigatse gülüyordu.Kapıyı gösterdi.Sorares kardeşler sinirli bir şekilde dışarı çıktılar.

 

 

 

  Banka soygunu gerçekleşirken diğer bir adam rehinenin kafasına silahı dayıyordu.”Güzel bir vücudun var!”

 Sorares kardeşlerden biri adamın kafasına silahın dipçiğiyle vurdu.Biz soyguncuyuz.Tacizci veya tecavüzcü değil.Banka memurunu kasaya doğru yöneltti.

C4 patlayıcı bombaları gösterdi.Adam şaşkındı. “ Nasıl olur?”

  Josten gülüyordu.Buradan gitmemiz gerekiyor dediğini duyar gibiydi.Silahını omzuna dayadı.Polisler etrafı çevirdiğinde bomba aktif hale geçti.

 Rigatse’nin bir adamı Sorares kardeşler tarafından öldürüldü.Josten :

 “Neden öldürdün?”

 “Kardeşim biz sadece insanları öldürmek için yetiştirildik.Bir köpek gibi izlenmek için değil.”

 

 Crouster, kafasını yine sola sağa sallıyordu.Bu ağrı beni öldürecek.Gecenin ilk saatlerinde evine yalnız giden Bescout, içeride cellat’ının olduğunu bilmiyordu.

 Rigatse,kapıda belirdi.Bescout buruşuk elleriyle ışığı açtığında silahı kafasında dayalı buldu.

 “Kimsin sen?”

 “Ecelin.”

 “Cardosa Rigatse,sen?”

 “Evet.”

 “Ne istiyorsun.Bay Forter dan mesaj getirdim.”

 “Beni ona götürebilir misin?”

 “Bunu neden yapayım.Dinle şu şarkıyı,harika bir melodisi var.”

 “İspanyolca.”

 “Evet.”

  “Telefonunu eline alan Rigatse,korkudan suratı donan adama bakıyordu.”

 Ben Forter :

 “İşi hallettin mi?”

 “Hayır.”

 “Nasıl hayır!Verdiğim görevi yerine nasıl getiremezsin.”

 “Sana söylemek istediği şeyler varmış.”

 “Telefona ver.”

Bescout :

 

 “Forter,beni öldürmen hiç bir şeyi değiştirmeyecek benden sonra gelen adam bu işin arkasını bırakmayacak.”

 “Ölmemek için teklifin nedir?”

 “Stan Crouster.”

 “Değmez.Başka..

 “Sana polislerin gizli belgelerinin şifresinin tüm kodlarını verebilirim.”

 “Anlaşmaya ikna olmaya başladım.”

 “Kağıda yazacağım.Rigatse sana verecek.”

 “Pekala,telefonu şimdi ona ver!”

 

 Rigatse kodları aldıktan sonra yanıma gel.Adamı da vur gitsin!Rigatse yutkundu.

 “Anlaşma?”

 “Anlaşma olmayacak.”

 

 Ben Forter da çok iyi biliyordu.Sonuç olarak işin arkasında o vardı ve o işlerini kusursuz halletmeyi seven bir adamdı.Bescout şüphelenmeye başlamıştı.Silahın kafasından çekildiği an,can havliyle Rigatse’nin üstüne atladı.Rigatse kolunu tutuyordu.”Seni yaşlı pislik.”

 Bescout evinden  dışarı koşar adımlarla uzaklaştı.Her zaman takıldığı küçük birahanenin önünden geçti daha sonra ıssız bir sokağın özellikle Koreli diye adlandırdıkları mahallenin içine doğru ilerliyordu.Nefes nefese kalmıştı.Kalbi hiç bu kadar hızlı atmamıştı.O kadar yorulmuştu ki önündeki meslektaşını göremedi.

“Buraya kadar.”

Bescout gözlerini dikkatlice adamın gözlerine dikti.”Sen?”Dedi.